Orta Doğu'nun parlayan yıldızı Dubai, lüks yaşam tarzı ve kârlı gayrimenkul yatırım fırsatlarıyla küresel yatırımcıların gözdesi olmaya devam ediyor. Ancak bu dinamik piyasada başarılı bir adım atmak için, mülkiyet haklarını belirleyen temel bir kavramı çok iyi anlamak gerekiyor: Freehold Tapusu (Tam Mülkiyet).

Eğer Dubai'de mülk almayı düşünüyorsanız, gelin bu kavramın derinliklerine inelim ve size ne gibi haklar sunduğunu keşfedelim.

Dubai’de Freehold Tapusu Ne Anlama Gelir? 

 Basitçe ifade etmek gerekirse, Dubai'de Freehold Tapusu sahibi olmak, satın aldığınız mülkün ve üzerinde bulunduğu arazinin süresiz ve tam sahibi olmanız anlamına gelir. Bu, size mülkünüz üzerinde en geniş yetki ve kontrole sahip olma hakkını veren mülkiyet türüdür.

Bu kavram, 2002 yılında yabancı yatırımı teşvik etmek amacıyla Dubai'de tanıtıldı. Bu tarihten önce, yabancı uyruklular yalnızca BAE vatandaşlarının sahip olduğu arazilerde kiralama (Leasehold) yoluyla mülk sahibi olabiliyorlardı.

Freehold mülkiyeti, yatırımcılara bir dizi önemli avantaj sunar:

• Tam ve Süresiz Mülkiyet: Mülk (bina) ve arazi size sonsuza dek aittir. Mülkiyet sürenizin bir sınırı yoktur.
• Tam Tasarruf Yetkisi: Mülkünüzü dilediğiniz gibi satabilir, kiralayabilir veya yeniden geliştirebilirsiniz (Yerel düzenlemelere uygun olmak kaydıyla). Üçüncü bir tarafın onayına genellikle ihtiyaç duymazsınız.
• Miras Hakkı: Freehold mülkünüz, vefatınız durumunda yasal mirasçılarınıza devredilebilir ve aileniz için nesiller boyu sürecek bir varlık haline gelir.
• Yüksek Yatırım Potansiyeli: Tam mülkiyet ve sınırsız süre sayesinde, Freehold mülkler genellikle daha yüksek kira getirisi ve sermaye değer artışı potansiyeli sunar.
• Oturum İzni Fırsatı: Belirli bir değerin üzerindeki Freehold mülk sahipleri, kendileri ve aileleri için yenilenebilir BAE ikamet vizelerine başvurma hakkı kazanabilirler (5 veya 10 yıllık vizeler dahil).

 Leasehold (Kiralama Mülkiyeti) Nedir? 

Leasehold tapusu tam olarak nedir ve Dubai'deki bir yatırımcıya ne gibi haklar ve kısıtlamalar getirir? Gelin, bu süreli mülkiyetin tüm detaylarını keşfedelim.

Leasehold, Türkçe'de "kiralama mülkiyeti" olarak adlandırılabilir ve basitçe, bir mülkü ve ünitesini belirli bir süre boyunca kullanma ve ondan yararlanma hakkı satın almak anlamına gelir.

Leasehold ile Freehold arasındaki en temel fark şudur:

• Freehold: Mülkün ve üzerinde bulunduğu arazinin süresiz sahibi olursunuz.
• Leasehold: Mülkün sadece kullanım hakkını belirli bir süre için (genellikle 99 yıl veya daha az, nadiren 30-50 yıl) elde edersiniz; arazinin asıl mülkiyeti ise ilk sahibinde (Freeholder) kalır.

Bu süre dolduğunda, mülk üzerindeki kullanım hakkı otomatik olarak asıl arazi sahibine geri döner (sözleşmede yenileme veya uzatma maddesi yoksa).

Dubai'de mülk sahibi olma hayali kuran uluslararası yatırımcılar genellikle ilk olarak Freehold (Tam Mülkiyet) kavramına odaklanır. Ancak, özellikle bütçe odaklı veya kısa/orta vadeli planları olan yatırımcılar için, diğer önemli mülkiyet türü olan Leasehold (Kiralama Mülkiyeti) cazip bir alternatif sunar.

Leasehold, özellikle belirli hedefleri olan yatırımcılar için avantajlı olabilir:

• Daha Düşük Giriş Maliyeti: Leasehold mülkler, genellikle Freehold muadillerine göre daha uygun fiyatlıdır. Bu, daha kısıtlı bir bütçeyle Dubai emlak piyasasına girmek isteyenler için cazip bir seçenektir.
• Daha Az Bakım Sorumluluğu: Kira süresi boyunca, mülkün büyük yapısal onarımları ve ortak alanların bakımı genellikle asıl arazi sahibi (Freeholder) veya geliştirici sorumluluğundadır. Bu, mülk sahibi olarak üzerinizdeki yükü azaltır.
• Eski ve Geleneksel Bölgelerde Yatırım Fırsatı: Leasehold mülkler çoğunlukla Deira ve Bur Dubai gibi eski ve köklü Dubai bölgelerinde bulunur. Bu, Freehold bölgelerinin sunduğu modern lüksün dışında, farklı bir yaşam tarzına ve yatırım potansiyeline erişim sağlar.
• Kısa-Orta Vadeli Yatırımlar İçin İdeal: Eğer Dubai'de sadece sınırlı bir süre yaşamayı veya orta vadeli kira geliri elde etmeyi planlıyorsanız, Leasehold süreli yapısıyla bu plana uygun bir çözüm sunar.

Leasehold mülkiyeti, genellikle şu tür yatırımcılar veya alıcılar için mantıklı bir seçimdir:

• Bütçesi Kısıtlı Olanlar: Dubai'de daha düşük bir giriş maliyetiyle mülk sahibi olmak isteyenler.
• Kısa veya Orta Vadeli Plancılar: BAE'de kalıcı olarak ikamet etmeyi planlamayan, belirli bir süre (örneğin 10-20 yıl) için kira geliri elde etmeyi veya yaşamayı hedefleyenler.
• Daha Az Bakım Sorumluluğu İsteyenler: Mülkün yapısal bakımı ve büyük onarımlarıyla uğraşmak istemeyenler.

Dubai'de Leasehold tapusu almak, bir mülkün üzerine kurulu olduğu araziye sahip olmadan, size o mülkü uzun bir süre kullanma, kiralama ve süresi dolmadan satma hakkı veren bir tapu türüdür.

Yatırımınızın başarısı, hedeflerinizi (uzun vadeli miras mı, kısa vadeli getiri mi?) ve bütçenizi Leasehold'un sunduğu avantajlar ve kısıtlamalarla ne kadar örtüştürdüğünüze bağlıdır. Her iki mülkiyet türünü de detaylıca analiz ederek, Dubai'deki emlak yolculuğunuza en doğru adımı atabilirsiniz.

 Dubai Gayrimenkul Yatırımı: Kârlı Bir Geleceğin Anahtarı Olan 7 Büyük Avantaj

Dünyanın en dinamik ve hızlı gelişen şehirlerinden biri olan Dubai, sadece lüks yaşam tarzıyla değil, aynı zamanda sunduğu cazip gayrimenkul yatırım fırsatlarıyla da öne çıkıyor. Finansal istikrar, global çekicilik ve yenilikçi politikaların birleşimi, Dubai'yi uluslararası yatırımcılar için bir "güvenli liman" haline getiriyor.

Peki, neden bir sonraki gayrimenkul yatırımınızı Dubai'de yapmalısınız? İşte size Dubai’de mülk sahibi olmanın sunduğu 7 büyük avantaj:

Dubai'yi diğer küresel emlak merkezlerinden ayıran en büyük özellik, yatırımcılara sunduğu vergisiz ortamdır. Bu, yatırımınızdan elde ettiğiniz kârın maksimum düzeyde size kalması anlamına gelir:

• Sıfır Kişisel Gelir Vergisi: BAE'de kişisel gelir vergisi yoktur.
• Sıfır Emlak Vergisi: Mülkünüz için yıllık emlak vergisi ödemezsiniz.
• Sıfır Sermaye Kazancı Vergisi: Mülkünüzü satarken elde ettiğiniz kâr üzerinden sermaye kazancı vergisi ödemezsiniz.

Bu avantaj, yatırımcıların net kira gelirini ve satış kârını önemli ölçüde artırarak, Dubai'yi dünyanın en cazip yatırım destinasyonlarından biri yapar. Sadece alım sırasında bir defaya mahsus %4 DLD (Tapu Harcı) ödemesi yapılır.

Dubai emlak piyasası, dünyanın en yüksek kira getirisi (Rental Yield) oranlarından bazılarını sunar.

• Ortalama Getiri: Konuma ve mülk tipine bağlı olarak yıllık brüt kira getirisi genellikle %6 ile %9 arasında değişmektedir.
• Kısa Dönem Kiralama (Airbnb): Özellikle turistik bölgelerde (Downtown Dubai, Dubai Marina, Palm Jumeirah) kısa dönem kiralama yaparak bu oranı %10-15 seviyelerine çıkarmak mümkündür.

Sürekli artan yabancı nüfus ve yoğun turizm talebi, kiralık konutlara olan talebi sabit tutar, bu da yatırımın geri dönüş süresini kısaltır.

Gayrimenkul yatırımı, Dubai'de yasal olarak yaşama ve çalışma kapılarını aralar. Yabancı yatırımcılar için sunulan vize programları şunlardır:

- 2 Yıllık Yatırımcı Vizesi (Yenilenebilir) Eş ve çocukları kapsar. -10 Yıllık Altın Vize (Golden Visa) Otomatik yenilenir, ulusal sponsor gereksinimi yoktur.

Bu vizeler, yatırımcılara ve ailelerine sadece ikamet etme değil, aynı zamanda BAE'nin sunduğu eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalanma imkanı da sağlar.

Dubai, Avrupa, Asya ve Afrika'nın kesişim noktasında, kritik bir ticaret ve lojistik merkezi konumundadır.

• Küresel Bağlantı: Dünyanın en yoğun havalimanlarından birine sahip olması, şehri global iş insanları ve turistler için kolay ulaşılabilir kılar.
• Modern Altyapı: Şehir, akıllı ulaşım sistemleri, lüks alışveriş merkezleri, üst düzey sağlık ve eğitim tesisleri ile dünya standartlarında bir yaşam kalitesi sunar. Bu modern ve prestijli ortam, mülk değerlerinin sürekli artmasına katkıda bulunur.

Dubai hükümeti, gayrimenkul piyasasının şeffaflığını ve güvenilirliğini sağlamak için sürekli çalışmaktadır.

• DLD Güvencesi: Tüm işlemler Dubai Arazi Dairesi (Dubai Land Department - DLD) tarafından düzenlenir ve denetlenir. Bu yasal yapı, yatırımcı haklarını korur ve dolandırıcılık riskini en aza indirir.
• Yüksek Güvenlik: Dubai, düşük suç oranıyla dünyanın en güvenli şehirleri arasında yer almaktadır, bu da hem yaşamak hem de yatırım yapmak için ideal bir ortam sağlar.

Dubai piyasası, her bütçeye ve yatırım stratejisine uygun geniş bir mülk yelpazesi sunar:

• Mülk Çeşitliliği: Lüks villalardan, şehir merkezindeki şık dairelere, ticari mülklerden denize sıfır rezidanslara kadar sayısız seçenek mevcuttur.
• Off-Plan Projeler: Özellikle "proje aşamasında" (Off-Plan) mülkler, cazip ve uzun vadeli ödeme planlarıyla sunulur. Bu planlar, inşaat tamamlandıktan sonra bile ödeme yapmaya devam etme esnekliği sağlar ve sermaye artışı potansiyeli yüksektir.

Dubai, ekonomisini petrol dışı sektörlere (turizm, finans, ticaret) yönlendirerek güçlü bir ekonomik istikrar inşa etmiştir. Bu dinamik ve çeşitlendirilmiş ekonomi, gayrimenkul piyasasına olan küresel talebi sürekli körüklemektedir. Büyük ölçekli altyapı projeleri ve şehir planlaması, mülklerin zaman içinde değer kazanmaya devam edeceğine dair güçlü bir beklenti yaratır.

Dubai'de gayrimenkul yatırımı yapmak, sadece fiziksel bir varlık edinmek değil, aynı zamanda vergi avantajları, yüksek getiri, esnek vize imkanları ve güçlü bir ekonomik ortamdan faydalanmak demektir. 

Bu avantajlar bir araya geldiğinde, Dubai, Global Yatırımcılar için akıllı ve ödüllendirici bir tercihe dönüşmektedir.

Dubai, sunduğu vergisiz ortam, yüksek kira getirileri ve lüks yaşam tarzı ile dünyanın dört bir yanından gelen yatırımcılar için bir cazibe merkezi. Peki, Türk vatandaşları olarak bu dinamik ve kârlı piyasada yer almak, yani Dubai'de ev sahibi olmak mümkün mü?

Cevap, tereddütsüz bir EVET! 

Türk vatandaşlarının Dubai'de mülk edinme hakkını kısıtlayan herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır. Ancak bu hakkı kullanmanın belirli koşulları ve avantajları vardır.

İşte Türk yatırımcılar için Dubai'de gayrimenkul sahibi olmanın yol haritası.

Dubai'de mülk satın alma süreci, Türkiye'ye kıyasla daha hızlı ve dijitalleşmiştir. Türk vatandaşları için temel olarak istenen belgeler şunlardır:

• Geçerli Pasaport: En önemli ve çoğu zaman tek yasal gerekliliktir. (En az 6 ay geçerliliği olması önerilir.)
• Mutabakat Zaptı (MoU): Satıcı ve alıcı arasında, fiyat ve koşulları belirten resmi ön sözleşmedir.
• Ödeme Dekontları: Rezervasyon ve peşinat ödemelerinin kanıtı.

İhtiyaç Duyulabilecek Diğer Belgeler: Eğer uzaktan işlem yapıyorsanız Vekâletname (POA) gerekebilir.

Yatırımcılar Dubai’de genellikle belirli bölgelerde ev alırlar. Bu bölgeler arasında 

Dubai Marina, Downtown Dubai ve Jumeirah Village Circle gibi popüler lokasyonlar yer almaktadır. Bu alanlar, hem lüks yaşam sürenler hem de yatırım amaçlı satın alımlar için ideal seçenekler sunar. 

Yatırımcılar, bu bölgelerde tam mülkiyet haklarına sahip olabilirler. Bazı özel proje geliştiricileri tarafından sunulan mülkler de yatırımcılara yöneliktir. Seçenekler arasında daireler, villalar ve tatil evleri bulunmaktadır. Belirlenen bölgelerdeki gayrimenkuller, yüksek kira getirisi ve artan değerlenme potansiyeli ile dikkat çekmektedir.

Dubai’de ev sahibi olmanın Türkler için bir dizi avantajı bulunmaktadır. Öncelikle, Dubai’nin stratejik konumu, Türklere hem iş hem de tatil amaçlı seyahatlerde kolaylık sağlar. Bunun yanı sıra, Dubai’deki emlak piyasası sürekli bir değer artışı göstermektedir, bu da yatırımcılar için cazip bir fırsat sunar. 

Türk vatandaşları, Dubai’de sahip olduğu mülkü kiralayarak ek gelir elde edebilirler. Dubai’nin sunduğu vergisel avantajlar da oldukça çekicidir; gayrimenkul sahiplerinden düşük oranlarda vergi alınmaktadır. Bu avantajlar, Türklerin Dubai’de mülk edinme isteğini artırmaktadır.

İşte Dubai’de Ev Sahibi Olmanın  Avantajları:

• Kolay seyahat imkanı sağlar.
• Emlak piyasanız sürekli değer kazanır.
• Mülkü kiralayarak ek gelir elde edilebilir.
• Düşük oranlarda vergi alınır.
• Dubai’nin sunduğu olanaklardan faydalanma imkanı.

 Dubai, bireysel yatırımcılara vergisiz bir getiri ortamı sunar:

• Kira Geliri Vergisi: Yok
• Sermaye Kazancı Vergisi: Yok
• Yıllık Emlak Vergisi: Yok

Türk vatandaşları, Dubai'de konut kredisi (Mortgage) kullanma imkanına sahiptir. Yerel bankalar, yabancı uyruklular için rekabetçi faiz oranları ve 15-25 yıla varan vadeler sunabilir.

Ayrıca, özellikle proje aşamasındaki (Off-Plan) yeni projelerde, geliştiriciler genellikle faizsiz, uzun vadeli taksit planları sunarak alım sürecini daha da kolaylaştırır.